IMAN (1)



Kur'an-ı Kerimde türevleriyle birlikte 900 civarında kullanılmaktadır. Takriben 300 kadarı fiil halinde (Amenu) İman ettiler diye geçmekte. 200 kadarı isim halinde (mümin) iman eden olarak geçmektedir.

 

Yaklaşık 300 ayetin fiil olarak kullanılmasından anlıyoruzki, Gerçek iman aksiyon halinde olan imandır, sosyal hayatla buluşan imandır. Insanın dünyasına ve ahiretine zararı olan haramlara ve günahlara karşı dur diyebilen ve sahibini frenleyen imandır.

 

İman kelimesi "E M N" kelimesinden türemiştir, Nefsin sukunet  ve huzura ulaşması demektir (Râgıb İsfahânî). Eman, Emanet, Emniyet ve mümin bu kökten türemişlerdir.

 

Eman:Güvence, güvenlik, emniyette olmak korkusuz olmak.

Emanet:Güvenilir olmak, doğruluk, bir kimseye koruması için ve daha sonra almak için geçici olarak verilen şey, dini yükümlülükler.

 

اِنَّا عَرَضْنَا الْاَمَانَةَ عَلَى السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَالْجِبَالِ فَاَبَيْنَ اَنْ يَحْمِلْنَهَا وَاَشْفَقْنَ مِنْهَا وَحَمَلَهَا الْاِنْسَانُۜ اِنَّهُ كَانَ ظَلُوماً جَهُولاًۙ

Gerçek şu ki, Biz [akıl ve irade] emaneti[ni] göklere, yere ve dağlara sunmuştuk; ama (sorumluluğundan) korktukları için onu yüklenmeyi reddettiler. O (emanet)i insan üstlendi; zaten o, daima haksızlığa ve akılsızlığa son derece meyyal biridir. (Ahzab 33/72)

 

 وَاِنْ كُنْتُمْ عَلٰى سَفَرٍ وَلَمْ تَجِدُوا كَاتِباً فَرِهَانٌ مَقْبُوضَةٌۜ فَاِنْ اَمِنَ بَعْضُكُمْ بَعْضاً فَلْيُؤَدِّ الَّذِي اؤْتُمِنَ اَمَانَتَهُ وَلْيَتَّقِ اللّٰهَ رَبَّهُۜ وَلَا تَكْتُمُوا الشَّهَادَةَۜ وَمَنْ يَكْتُمْهَا فَاِنَّهُٓ اٰثِمٌ قَلْبُهُۜ وَاللّٰهُ بِمَا تَعْمَلُونَ عَل۪يمٌ۟

Eğer seyahatte iseniz ve bir yazıcı bulamazsanız, alınmış taahhütler ile yetinilebilir: ancak eğer birbirinize güveniyorsanız, kendisine güven duyulan, bu güvene uygun davransın ve Rabbine karşı sorumluluğunun bilincinde olsun. Ve şahit olduğunuz şeyi gizlemeyin; zira, onu gizleyen kalben vebal altındadır; ve Allah yaptığınız her şeyin tüm bilgisine sahiptir. (Bakara 2/283)

 

 

Allahın insanlara vermiş olduğu idarecilik, yöneticilik, malın idaresi gibi iş ve sorumluluklar

اِنَّ اللّٰهَ يَأْمُرُكُمْ اَنْ تُؤَدُّوا الْاَمَانَاتِ اِلٰٓى اَهْلِهَاۙ وَاِذَا حَكَمْتُمْ بَيْنَ النَّاسِ اَنْ تَحْكُمُوا بِالْعَدْلِۜ اِنَّ اللّٰهَ نِعِمَّا يَعِظُـكُمْ بِه۪ۜ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ سَم۪يعاً بَص۪يراً

ALLAH, size emanet edilen (şey)leri ehil olanlara tevdî etmenizi ve her ne zaman insanlar arasında hüküm verecek olursanız adaletle hükmetmenizi emreder. Allah'ın size yapılmasını tavsiye ettiği [şey], mutlaka en güzel [şey]dir: Allah, kesinlikle her şeyi işitendir, her şeyi görendir. (Nisa 4/58)

 

Mümin filolojik olarak başkalarına güven veren, güven içinde olan demektir. Peygamberimiz: "Iman etmiş olmaz, iman etmiş olmaz, iman etmiş olmaz" diye üç defa tekrar etmiş. "İman etmeyen kim? Ey Allahın Rasulü" diye sorulunca!"Yapacağı fenalıklardan komşusu güven içinde olamayan  kimse" diye cevap vermiş (Riyazüssalihin H.No.307). Buna göre hakiki mümin, emniyetin ve asayışın sikortası olmalıdır.

 

 

KAMİL İMAN

 

Eskiden beri alimler kamil imanı şöyle tarif etmişler:

 

"İman, Kalp ile tasdik,

Dil ile ikrar,

Uzuvlar ile amel etmekten ibarettir."

(Prof.Dr.Bekir Topaloğlu, Prof.Dr.Y.Şevki Yavuz, Doç.Dr.İlyas Çelebi, İslam inanç esasları .S.36.; Râgıb İsfahânî, Müfredat S.22; Ali Osman Tatlısu, Esmaül Hüsna S.43)

 

 

MÜMİN

 

Kur'an-ı Kerim hem Yüce Allah'a (c.c) "Mümin" der,hemde inanan insanlara.

هُوَ اللّٰهُ الَّذ۪ي لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ اَلْمَلِكُ الْقُدُّوسُ السَّلَامُ الْمُؤْمِنُ الْمُهَيْمِنُ الْعَز۪يزُ الْجَبَّارُ الْمُتَكَبِّرُۜ سُبْحَانَ اللّٰهِ عَمَّا يُشْرِكُونَ

Allah'tır gerçek İlah! O'ndan başka yoktur ilah! O melik'tir, kuddûs'tür, selam'dır, Mü'min'dir, müheymin'dir, aziz'dir, cebbar'dır, mütekebbir'dir. Allah, müşriklerin iddialarından münezzeh ve yücedir. (Haşr 59/23)

 

 

ALLAH'IN MÜMİN OLMASI

 

Gönüllerde iman ışığı uyandıran,

Güven veren, güvenin kaynağı olan.

Kendine inanan ve güvenenleri güven selamet ve başarıya ulaştıran.

 

 اِنْ يَنْصُرْكُمُ اللّٰهُ فَلَا غَالِبَ لَكُمْۚ وَاِنْ يَخْذُلْكُمْ فَمَنْ ذَا الَّذ۪ي يَنْصُرُكُمْ مِنْ بَعْدِه۪ۜ وَعَلَى اللّٰهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ

Allah size yardım ederse, hiç kimse sizinle baş edemez; ama ya O sizi terk ederse, kim size yardım edebilir? O halde müminler Allah'a güvensinler! (Ali İmran 3/160)

 

 يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِنْ تَنْصُرُوا اللّٰهَ يَنْصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ اَقْدَامَكُمْ

Siz ey imana ermiş olanlar! Eğer Allah[ın dâvâsın]a yardım ederseniz, O da size yardım eder ve adımlarınızı sağlamlaştırır. (Muhammet 47/7)

 

 

INSANIN MÜMİNLİĞİ

 

Allaha güvenen

İmanı, dili, kalbi ve uzuvları ile birleştiren. Başkalarına güven veren, Allah'ın da o kula güvenip razı olması.

يَٓا اَيَّتُهَا النَّفْسُ الْمُطْمَئِنَّةُۗ ﴿٢٧﴾ اِرْجِع۪ٓي اِلٰى رَبِّكِ رَاضِيَةً مَرْضِيَّةًۚ ﴿٢٨

[Ama dürüst ve erdemlilere,] “Ey iç huzuruna ermiş olan insanoğlu!” [diye seslenecek Allah,] “Rabbine O'ndan hoşnut kalmış ve [O'nu] hoşnut etmiş olarak dön. (Fecr 89/27-28)



Kommentar schreiben

Kommentare: 0